Sanat, insanın kendini ifade etme biçimlerinden biri olarak hayatımızda önemli bir yer tutar. Seramik sanatı ise bu ifade biçimlerinden en köklü ve etkileyici olanlardan biridir. Alina Öznur İnal, seramik sanatıyla olan yolculuğunda, doğa, tarih ve kültürel mirasın izlerini eserlerine yansıtarak kendine özgü bir dil oluşturuyor. Peki, onun bu sanata olan tutkusu nasıl başladı? Sanat, onun hayatında nasıl bir yer tutuyor?
Eskişehir, sanata olan ilgisi ve özgür ruhlu sanat topluluğuyla birçok sanatçı için ilham kaynağı olan bir şehir. Alina Öznur İnal da bu şehirde sanatını icra ederken, seramiğin dokusuyla geçmiş ve günümüz arasında köprü kuruyor. Fiziksel temasın sanata kattığı anlamı keşfetmek ve izleyicileri bu deneyime ortak etmek onun önceliklerinden biri. Peki, seramik sanatçısı olmak sadece bir meslek mi, yoksa bir yaşam biçimi mi? Eskişehir’de sanatçılar için nasıl bir atmosfer var?
Aynı zamanda sanat terapisi üzerine çalışan Alina Öznur İnal, seramik sanatının bireyler üzerindeki etkilerini de araştırıyor. Sanatın iyileştirici ve dönüştürücü gücüne inanarak, katılımcılarına farklı bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Peki, seramik sanatı terapi sürecinde nasıl bir rol oynuyor? Geleceğe dair projeleri neler? Sanatla ilgilenen gençlere ve sanatseverlere ne gibi tavsiyeler veriyor? Tüm bu soruların yanıtları ve çok daha fazlası bu röportajda!
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Alina Öznur, seramik sanatçısı ve sanat terapisi uygulayıcısıyım. 2008 yılında Eskişehir Odunpazarı bölgesinde kurduğum atölye, bölgenin ilk sanat atölyesidir.
Seramik sanatıyla olan yolculuğunuz nasıl başladı?
Bu alanda sizi en çok motive eden şey nedir?
Seramik sanatıyla akademide tanıştım. Lisans eğitimimi Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde, yüksek lisansımı Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde tamamladım. Ayrıca özel bir üniversitede sanat terapisi eğitimi aldım.
Eskişehir gibi sanata açık bir şehirde seramikle uğraşmak size neler hissettiriyor? Bu şehrin sanatınıza etkisi nasıl oldu?
Sanat, önemli bir iletişim aracıdır. Eskişehir, sanatın toplumsal değer ve ideallerin belirlenmesinde önemli bir rol oynadığı nadir şehirlerden biridir. Çok az şehirde sanata bu denli önem verilmektedir. Sanatın, insan yaşamıyla bütünleştiğinde bireyleri daha bilinçli ve duyarlı hale getirdiği fikri hâkimdir. Bu da beni bir sanatçı olarak pozitif bir yaratım sürecine teşvik ediyor.
Seramik sanatı sizin için sadece bir iş mi yoksa aynı zamanda bir tutku mu? Bu sanat dalının sizi ifade
etme biçimi hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Sanat, ruhsal ve insana özgü bir eylemdir. Bu yüzden seramiği sadece bir iş olarak görmem mümkün değil;
yaratım tutkusu gerektirir.Seramik sanatı, benim için estetik imgeler üretmenin yanı sıra eğitici ve öğretici
bir anlam da taşır. Eserlerimde sıkça kullandığım mitolojik figürler, tarih boyunca sembolik bir dil olarak
kullanılmıştır. Seramik sanatında bu tarihsel figürlerin, benim ifade biçimimde de semboller diliyle yer aldığını
söyleyebilirim.
Çalışmalarınızda ilham kaynaklarınız nelerdir? Doğa, tarih veya kültürel miras sanatınıza nasıl yansıyor?
Genellikle tarihi ve mitolojik figürlerden ilham alıyorum. Erken dönem Türk mitolojisi ve Selçuklu dönemi
eserlerindeki karakterleri seramik çalışmalarımda sıkça kullanıyorum. Bunun yanı sıra, atölyemde hediyelik eşyalar olarak adlandırdığımız formlar da tasarlıyoruz. Bu eserlerin esin kaynakları kimi zaman bir kitap, kimi zaman da bir film karakteri olabiliyor.
Seramik, doğrudan ellerle yapılan bir sanat dalı. Sizce bu fiziksel bağ, sanatçılar ve katılımcılar üzerinde nasıl bir etki yaratıyor?
Seramik sanatının bu denli yaygın olmasının en önemli sebeplerinden birinin, hammaddesi olan çamurla
doğrudan temas etmek olduğunu düşünüyorum. Çamura dokunduğumuz an, sanatla ilk bağ kurulmuş
oluyor.Sanat, insan temasıyla şekillenip gelişen bir olgudur. Çamura birebir temas eden insanların, içsel
duygu ve düşüncelerini daha kolay aktarabildiğine inanıyorum. Ayrıca çamur, dönüşebilen bir malzeme
olduğu için şekillendirme süreci tekrar tekrar gerçekleştirilebilir. Bu da üretim sürecini daha eğlenceli ve özgür hale getiriyor.
Atölyenizde üretilen eserlerin bir sergi ya da toplumsal bir etkinlikte sergilenme fırsatı oluyor mu?
Sanat galerilerinde hem karma sergilere hem de kişisel sergilere katılıyorum. Ayrıca atölyemde açık bir satış alanı bulunduğu için eserlerimiz her zaman izleyici kitlesine ulaşma şansına sahip oluyor.
Eskişehir’deki sanat topluluğu ve seramik sanatına ilgi duyan kişilerle nasıl bir iletişim ve iş birliği içindesiniz?
Odunpazarı bölgesinde üretim yapan diğer sanat atölyeleriyle ortak sergi çalışmaları yürütüyoruz. Seramiğe ilgi duyan insanlarla zaman zaman bilgi paylaşımları yaparak sanatın yaygınlaşmasına
katkıda bulunuyoruz.
Sanat terapisi ve seramikle ilgili gelecekte ne gibi projeler yapmayı planlıyorsunuz? Bu alanda bir vizyonunuz var mı?
Sanatın iyileştirici gücünü kullanarak daha fazla bireye ulaşmayı ve bu bireylerle birlikte ürettiğimiz eserler doğrultusunda sergiler ve sunumlar oluşturmayı hedefliyorum.
Eskişehir’in sanat alanındaki geleceğini nasıl görüyorsunuz? Sizce şehir, sanatçılar için daha fazla ne tür fırsatlar sunabilir?
Sanatsal açıdan baktığımızda, Eskişehir’in parlak bir geleceği olduğunu düşünüyorum. Sanatseverlerin
sıkça ziyaret ettiği bir şehir olması, üretimi tetikleyen önemli bir unsur. Ancak, sanatçılar için daha fazla
galeri ve sergi alanlarının oluşturulması büyük bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor. Sanatın daha fazla insana
ulaşması ve sanatçıların eserlerini sergileyebileceği alanların genişletilmesi, şehrin sanatsal kimliğini
güçlendirecektir.
Sanat dışında zaman ayırmaktan keyif aldığınız başka bir uğraşınız var mı? Bu uğraşlar sanatınıza
ilham oluyor mu?
Sanatsal faaliyetler dışında spiritüel alanlarla ilgileniyorum. Nefes çalışmaları, bioenerji çalışmaları
ve ışık aktivasyonları üzerine eğitimler aldım. Bu çalışmalar, hem bireysel farkındalığımı artırıyor hem
de sanatıma farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Sanat ve ruhsal gelişim, birbirini besleyen iki önemli alan
olarak hayatımda yer alıyor.
Sanatseverlere ve genç sanatçılara vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Sanat, insan yaşamıyla bütünleştiğinde bireyleri daha bilinçli ve duyarlı hale getirir. Bu nedenle, sanatın
toplumun ilerleyişine katkıda bulunan en önemli unsurlardan biri olduğuna inanıyorum. Sanatçıların ve sanatseverlerin, güzeli yaratma çabasına devam etmelerini ve sanatı hayatın her
alanına entegre etmelerini diliyorum.
Sanatın birey ve toplum üzerindeki dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Seramik sanatının bu
bağlamdaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, kesinlikle inanıyorum. Sanat, insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır ve insan zekâsının bir ürünü olarak
nitelendirilir. Bu nedenle, sanatın hem bireylerin gelişimine katkıda bulunduğunu hem de ortaya çıkan
eserlerin toplumun gelişmişlik seviyesini yansıttığını düşünüyorum.
Seramik sanatı da insanın gelişimine katkı sağlayan en eski sanat dallarından biridir. Hem tarihsel hem de
kültürel anlamda insanlıkla iç içe geçmiş bir sanat formu olarak, geçmişten günümüze toplumların estetik
anlayışını ve yaratıcılığını yansıtmaktadır.
Leave a comment